Hz. Aişe, Hz. Peygamber’in Vefatından Sonra İddet Bekledi Mi?

Hz. Aişe (radıyallahu anha) annemizin, Hz. Peygamber (aleyhissalâtü vesselâm)’ın vefatından sonra iddet bekleyip beklemediğine dair müşahhas bir rivayete rastlayamadım. Ancak konuyu Hz. Aişe özelinde değil de daha genel çerçevede Peygamber hanımlarının iddet bekleyip beklemediği bağlamında ele alırsak konu hakkında 2 görüşün var olduğunu görmüş oluyoruz.

  1. Peygamber hanımlarının bu konuda diğer mümine hanımlardan bir farkı yoktur. Buna göre onlar da Peygamber vefat ettikten sonra iddet beklemekle memurdurlar.
  2. Peygamber hanımları bu konuda ayrıcalıklıdırlar. Zira Peygamber’in vefatından sonra onlarla evlenilmesi caiz olmadığından dolayı iddet beklemelerine gerek yoktur. İmam Kurtubî bu görüşün sahih olduğunu söylemektedir. Ulemanın da genel anlamda bu görüşü tercih ettiğini görmekteyiz.

İmam Kurtubî konuyla ilgili el-Câmi‘’inde şöyle söylemektedir:

“Âlimler, Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in hanımları hakkında, onun vefatından sonra eşliklerinin devam edip etmediği konusunda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları, ölümle birlikte nikâh bağının sona erdiğini söylemiş, bazıları ise eş olmalarının devam ettiğini belirtmiştir. Eğer ölümle birlikte nikâh sona ermişse, bu durumda onlar için iddet (bekleme süresi) gerekir mi, gerekmez mi? Bu konuda da görüş ayrılığı olmuştur.

Bir görüşe göre, onlar için iddet gerekir; çünkü Peygamber aleyhisselâm onlardan vefat ettiğinde hâlâ onların kocasıydı ve iddet bir ibadettir.

Diğer bir görüşe göre ise, onlar üzerine iddet gerekmez. Çünkü iddet, bir nevi bekleme süresi olup sonunda evlenme izninin beklendiği bir süredir. Oysa ki Peygamber’in hanımları, başka biriyle evlenmeleri haram olduğu için bu süreyle evlenme izni beklenmez. Bu görüş, ‘Ben arkamda ailemin nafakasını bıraktım’ (veya başka bir rivayette: ‘Ehlimi bıraktım’) hadisiyle desteklenmektedir. Zira burada geçen ‘ehli’ ifadesi, özel olarak eş anlamına gelir.

Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), hanımları için vefatından sonra da nafaka ve barınma hakkını hayatları boyunca geçerli kılmıştır. Çünkü onlar onun hanımlarıdır. Başka bir erkekle evlenmeleri de haram kılınmıştır. Bu da nikâhın (hükmî olarak) devam ettiğinin bir göstergesidir. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) için ölüm, hanımları açısından, diğer erkeklerin seferde veya gaip durumda olması gibi kabul edilmiştir. Çünkü o hanımlar, kesinlikle ahirette de onun eşleri olacaklardır.[1]

İbnu’l-Arabî de Ahkâmu’l-Kur’ân’ında aynı şeyi söylemektedir.[2] Dolayısıyla tercih edilen görüş olduğunu söyleyebileceğimiz bu ikinci görüşe göre Hz. Aişe validemiz, Aleyhissalâtü vesselâm Efendimiz’in vefatından sonra iddet beklememiş olsa gerektir. Vallâhu A‘lem…

—————————————————————–

[1]  Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed el-Kurtubî, el-Câmi‘ li Ahkâmi’l-Kur’ân, Müessesetu’r-Risâle, Beyrut, 2006, Baskı: I, 17/210 vd.

[2] Ebubekir İbnu’l-Arabî, Ahkâmu’l-Kur’ân, Daru’l-Kütubi’l-İlmiyye, Beyrut- Lübnan, 2003, Baskı: III, 3/617.